Cenab-ı Hakk’ın kulunu yükümlü tutması için aklen olgunlaşması ve kulunun güç yetirmesine göre dünyevî ve uhrevî olarak sorumlu tutmasıdır. Şer’i hitapla yükümlü tutulan, söz ve davranışlarına şer’i sonuçlar bağlanan akıl ve baliğ insana mükellef denir.
Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah, yanılarak, unutarak ve zor kullanılarak yaptıklarından dolayı ümmetimi sorumlu tutmaz.” [1]
“Kim oruçluyken unutarak bir şey yiyip içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirmiş, içirmiştir”[2] emr-i peygamberi, unutarak yeme-içmenin orucu bozmayacağını bildirmiştir.
Unutma ve yanılma suretiyle yapılan işlerde kul kusurlu ve ihmalkâr değilse bunun günahı bağışlanır. Ama bazı sorumluluklar kalkmaz. Meselâ; öğle namazı vaktinin girdiğine kanaat edip namaz kıldıktan sonra vaktin girmediğini öğrenirse, hatası bağışlanır, fakat öğle namazını tekrar kılmakla mükelleftir.
Bir ayette şöyle bildirilir:
وَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ فٖيمَا اَخْطَاْتُمْ بِهٖ وَلٰكِنْ مَا تَعَمَّدَتْ قُلُوبُكُمْ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَحٖيمًا
“Hata ile yaptığınız bir işte size hiçbir günah yoktur. Fakat kasten yaptığınız şeylerde size günah vardır. Allah, çok bağışlayan Gafur, çok merhamet eden Rahim’dir.”*
İbadette yanılma hakkında bir hadiste şöyledir:
“Sizden birisi namazında şüpheye düşerse, doğrusunu araştırsın ve namazını kanaatine göre tamamlasın, sonra selam verip sehiv secdesi yapsın, yani yanıldığı için iki secde daha yapsın”[3]
Kur’an-ı Kerimde buyruluyor ki:
مَنْ كَفَرَ بِاللّٰهِ مِنْ بَعْدِ اٖيمَانِهٖ اِلَّا مَنْ اُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالْاٖيمَانِ وَلٰكِنْ مَنْ شَرَحَ بِالْكُفْرِ صَدْرًا فَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ مِنَ اللّٰهِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظٖيمٌ
“Kalbi imanla dolu olduğu hâlde zorlanan kimse hariç, inandıktan sonra Allah’ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah’tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır.”
هُوَ اجْتَبٰیكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِى الدّٖينِ مِنْ حَرَجٍ
“O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi.”
لَا اِكْرَاهَ فِى الدّٖينِ
“Dinde zorlama yoktur.”[4]
Bu ayet, insanların dine girmek için de girdiği dinde kalmak için de zorlanamayacaklarını açık ve kesin olarak ifade etmektedir. Bu ayetle İslam dininin, hüküm dairesinde de zorlamanın olmadığı anlaşılmaktadır. Yani hem ahiret hem de dünya için, hem maddî hem manevî olarak yükümlülük değişiklik arz eder. Din, zorluk üzerine değil, kolaylık üzerine bina kılınmıştır. Ayette şöyle bildirilir:
يُرٖيدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُرٖيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ
“Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.”
Dinî emirlerin kolay olduğu hakkında bir hadis de şöyledir:
“Bu din kolaylıktır.”[5]
Yüce Allah Kur’an-ı Kerîm’de, hiç kimseye gücünün yetmediğini yüklemez diye bildirdikten sonra şöyle dua etmemizi öğretmiştir:
لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا اِنْ نَسٖينَا اَوْ اَخْطَاْنَا رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَا اِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهٖ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا اَنْتَ مَوْلٰینَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرٖينَ
“Allah hiçbir kimseyi gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz. Herkesin kazandığı (hayır) kendi yararına, yaptığı (şer) kendi zararınadır.
Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bizi esirge! Sen bizim Mevla’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”[6]
DİPNOT:
[1] İbn Mâce, Talâk, 16; Buhârî, Talak, 10, İlim, 24, Enbiya, 27; Keşfu’l-Hafa 1: 433.
[2] Buharî, Savm, 26; Müslim, Savm, 33.
[3]* Ahzab 33/5; Buharî, Salat, 31; Müslim, Mesâcid, 88, 89; Ebû Dâvud, Salât, 190, 191, 193; Nesâî, Sehv, 24, 25; İbn Mâce, İkâme, 132, 133; Mâlik, Muvatta’, Nidâ, 61-63; Ahmed b. Hanbel, I, 190, 193, 204-206.
[4] Nahl, 16/106; Hac, 22/78; Bakara 2/256.
[5] Bakara, 2/185; Buharî, İman, 29; Hadislerle İslam, c. 1, s. 357.
[6] Bakara, 2/286.
adarselim@gmail.com
(S. Adar, Her İnsan Sınavda, eserimden)