Çeşitli olaylar karşısında insanların tepkisi farklı olduğu bir gerçektir. İnsanların olaylara bakış açısı farklıdır. Aynı olay karşısında insanların düşünceleri sorulursa, kişi sayısı kadar farklı düşünce ortaya çıkabilir. Özellikle bu farklı fikirleri iki gurupta toplayabiliriz.
Biri pozitif düşünenler,
Diğeri de negatif düşünenler.
Bir olayda pozitif ve negatif görüşlerin ortaya çıkması, kişilerin düşünce tarzlarından ve olaya bakış açılarından kaynaklanmaktadır. Olayın insanlara yansıması olduğu gibi, aynı zamanda kişilerin düşünce tarzlarının da olaya yansıması vardır. Olaylardan insanların yaşam şekline yansıyan, pozitif veya negatif düşünceler; kişilerin kendi olumlu ve olumsuz düşünceleriyle birleşince her iki durumda da kişilerin sağlığına etkileri söz konusudur. Pozitif düşünce sahibi moralize ve motivize olduğu gibi, negatif düşünce sahibi de demoralize ve demotivize olurlar. Kişilerin sağlıkları da olumlu veya olumsuz yönde etkilenir.
Ruh ve beden sağlığının bir bütün olduğu göz önüne alındığında; olumlu ruh halinin sağlığımız üzerinde olumlu etki yapacağı tabiidir. Olumlu ve iyimser bir bakış açısına sahip olan kişilerin daha sağlıklı bir ömür geçirmeleri ve yaşlanma sürecine daha geç girmeleri bilinmektedir. Yaşlanma konusunda endişe taşımanın ve olumsuz düşüncelerin yaşlanma sürecini hızlandırdığı da bir gerçektir.
Pozitif düşünmek sağlıklı bir yaşam için en önemli bir davranış biçimidir. Pozitif olmak ruh ve akıl sağlığı açısından çok önemli bir özelliktir. Bu tür düşünen insanlar sorunlar karşısında daha dirençli olup, olaylara olumlu bakabilirler. İnsan bedenindeki hücrelere ve hava zerrelerine dahi etki ederek kişi kendi yaşamını ve de çevresini etkiler. Negatif düşünceye sahip olanlar ise bunun tam aksine kendine ve çevresine olumsuz enerji yayarlar. Bu nedenle insan vücudundaki olumsuz enerjiyi boşaltarak relaks olmalıdır. Vücutta biriken negatif enerjiyi boşaltmak için Peygamber (sav) Efendimiz:
–“Herhangi biriniz öfkelendiği zaman ayakta ise hemen otursun. Eğer öfke kendisinden giderse (ne âlâ!) aksi takdirde sırt üstü uzansın!”
-“Bir kimse kızdığı zaman, mel’un Şeytan’ın şerrinden Allaha sığınırım, “Euzübillahimineşşeytanirracim” derse öfkesi diner.”
-“Öfke Şeytan’dandır ve Şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateşi ancak su söndürür. Herhangi biriniz öfkelendiği zaman hemen abdest alsın./ya da yıkansın.” (İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir Ve Tercümesi İzahlı 2000 Hadis, 2/329; Ebû Dâvud, Edeb 4, (4782, 4784, 4780) tavsiyesinde bulunmuştur.
Öfke; engellenme, incinme, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap olduğundan, insan negatif enerji ile dolar ve olumsuz düşüncelere kapılır. Bu nedenle hadislerde; öfkeli kimseye abdest alma veya yıkanma tavsiyesi; bir başka şeyle meşgul olma, öfkenin tehlikelerinden uzaklaşma ve suyun vücuttaki negatif enerjiyi boşaltmasındandır. Ayakta olan kimse bir fiil yapmaya hazır olup, oturan ve yatan o fiili yapmaktan daha da uzaklaşır. Toprak veya yerle temas ederek vücuttaki olumsuz enerjinin boşalmasını sağlar ve pozisyon değiştirerek rahatlamak içindir. Şeytandan istiaze etmede de; Allah’tan başka failin olmadığını, O’nun dışındaki her failin O’nun bir aleti olduğunu bilmektir. Kime bir başkasından hoşuna gitmeyen bir şey gelecek olursa, hemen hatırlar ki, eğer Allah dileseydi bu olmazdı diye düşünür, öfkesi dağılır ve kendi de sakinleşir.
Kişilerde olumsuz düşünce sonucunda stresten kaynaklanan sırt ağrısı, uykusuzluk ve mide ağrısı gibi ruhsal ve fiziksel belirtilerin de görüldüğü tespit edilmiştir. Bu nedenle her şeyin olumlu tarafını görmeye çalışın. Her şeyde bir hayır olduğunu düşünün. Cenab-ı Hakk’ın
“Umulur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir. Ve hoşlandığınız bir şey de hakkınızda şer olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.” (Bakara, 2/216) buyruğunu düşünmektir.
İman edenler, kadere tam teslim oldukları için, bir olay planladıkları gibi olmasa da, çok sevdikleri bir şeyi yitirseler de, bunun Allah’ın takdiri olduğunu düşünür ve o olaydaki hayırlı yönleri görmeye çalışırlar.
“De ki: Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O bizim Mevlamızdır. Ve mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler.” (Tevbe, 9/51) ferman-ı İlahiyi rehber edinirler. Hatta “her şey kader ile takdir edilmiştir, kısmetine razı ol ki, rahat edesin” (Nursî, Mesnevi-i Nuriye) prensibini düşünürler.
İnançlı olmak, kadere inanmak insanların daha güçlü, daha sağlam, daha huzurlu olmalarına yol açmaktadır. Mümkünse olumsuz düşünen ve negatif yüklü insanlardan veya moralinizi bozan, sizi eleştiren kişilerden uzak durunuz. Kendinizi iyi hissettiren insanlarla birlikte olunuz.
adarselim@gmail.com