İman;
– kalben bil (ip tasdik et) me, dil ile söyle (yip ikrar et) me, beden uzuvlarıylada amel etmektir”[1]
– Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve birde kadere, yani hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmandır.[2]
İman; Allah’ın Vahdaniyetini kalb ile bilmek, dil ile söylemektir.
– tasdik, marifet, ikrar ve İslam’dır
– lisan ile ikrar, kalb ile tasdikten ibarettir.[3]
İman;
– Cenab-ı Hakk’ın istediği kulunun kalbine, cüz’-i ihtiyarının sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur. [4]
İman;
– bir şeye tereddütsüz ve kesin olarak içten ve yürekten inanmak, haber verilen bir şeyi, bir hükmü tasdik etmek, onun doğru olduğunu kabul edip haber verenin doğru söylediğine inanmaktır.[5]
İman;
– Resûl-i Ekrem (sav)’in tebliğ ettiği zarûriyat-ı diniyeyi tafsilen ve zarûriyatın gayrisini icmalen tasdik etmekten hâsıl olan bir nurdur.
– hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir.
– bir intisaptır.
– insanı Sani-i Zülcelaline nisbet ediyor.
İman; en yüksek ve en dakik ilim.
– saadet-i ebediyyenin anahtarı,
– her derdin en kudsi dermanı,
– berzah zulûmatında kalbin cep feneridir.[6]
İman; emn-ü emandır.
– kalbin tasdikinden ibarettir.*
– fi’li kalb ile fi’li lisanın mecmuudur.
– Allah’ın varlığını ve birliğini kesin olarak kabul etmektir.[7]
İman; bir şeyi bilerek gerçekleştirmek ve diliyle ikrar etmektir.
– bir şeye gönülden bağlanmaktır. Kalb işidir, vehbi de olabilir. [8]
İman; hakdır ve hem zaruri bir ihtiyaçtır.
– faziletlerin anası ve temeli,
– bayağılıkların freni,
– yüce değerlerin yapı taşıdır.
İman; vicdanın gıdası ve hayatın menbaı,
– musibet ve felaketlerde sabır ve metanet kaynağı,
– kadere boyun eğmenin ve teslimiyetin baştacıdır.
İman; azim ve cesaretin yılmaz bekçisi,
– kalplerdeki emellerin sönmez meşalesi,
– hayattan kaçan insanların huzur yuvası,
– ecelin yaklaştığı, günlerin azaldığı demlerde kalbin güven kaynağı,
– insanın insanlığı ile yüce değerler arasında kopmaz bir bağdır.
İman;
– insanı olgunlaştıran, “İnsan-ı Kâmil” yapan izzet ve şeref sahibi kılan ve onu Melekler seviyesine hatta daha fevkine çıkarandır.[9]
İman;
– Hz. Peygamber (sav)’in Allah’tan getirdiklerini tasdik etmek, haber verdiklerini tereddütsüz kabul ederek, bunların gerçek ve doğru olduğuna gönülden inanmaktır.
– insanın Allah ile kendisi ve kâinat arasındaki ilişkiyi görebilmek ve Allah ile irtibat kurabilmektir.
– inanılması gerekli esasların tümünün kalp ile tasdik ve dil ile ikrarından ibarettir.
İman;
– inandığımız şeylerin hayata geçirilmesi, salih amele dönüşmesi ve gerektiğinde bu uğurda birtakım sıkıntılara katlanılmasıdır.
– dünya ve ahirette kurtuluşun en önemli şartıdır.[10]
İman;
– Allah ile kul arasında ki münasebetin ilk ve son bağı ve bağlantısı,
– insan ruhunun, mayasının değişmeyen süsü ve gıdası,
– insanı nankörlükten kurtarıp dünya ve ahiret saadetine namzet eder.
– birliğin, birleşip anlaşmanın, kaynaşmanın ve cemaat-laşmanın mihrakı,
– insanı insanlık şerefine çıkarır ve İlâhi rahmetin gönüllere inmesine vesile olur.[11]
İman;
– etmek, yüce bir varlığa bağlanmak, insanın yaratılışından, tabiatından doğan bir ihtiyaç,
– İnsanın güç, güven ve itimad kaynağıdır. En büyük dayanağı ve sığınağıdır.[12]
İman; insanı insan eder belki insanı sultan eder.
– insanı ebediyete Cennet’e lâyık bir cevhere kalbeder.
– Cennet’in bir manevî çekirdeği,
– kalp amellerinin şemsi,
– nur-u iman insanı âlâ-yı illiyyine çıkarır, cennete layık bir kıymet kazandırır.
İman;
– nasılki bir nurdur; insanı ve kâinatı ışıklandırıyor. Hem her ikisinde yazılan bütün Mektubat-ı Semadaniyeyi okutturur.[13]
İman;
– “zarûrât-i diniye”yi tereddüdsüz kabul etmek,
– tüm nebi ve resullerin davetine icabet,
– Allah’ın emir ve yasaklarına inanmak ve teslim olmaktır.
İman;
– salih amel, takva, sabır ve tevekkül ile cennette dahil olmanın ve orada vaat olunan tüm nimetlere kişinin derecesine göre kavuşacağının dünyadaki göstergesidir.
– en büyük nimet ve tükenmez bir hazine,
– Cennete dahil olmanın anahtarı,
– sıdk ve sadakatın kaynağı, kizb ve küfrün düşmanı ve her iki gurubun mü’min kalbinde birlikte olamayacağının göstergesidir.
İman;
– insanın akl-ı selim ile bu eşsiz kâinat düzenin bir ve tek sahibinin olduğunu bilmesi,
– Muhabbetullah’ın kaynağı ve Marifetullah’ın anahtarı,
– İmanın altı temel esasını ve İslam’ın beş rüknünü şeksiz ve şüphesiz kabul etmektir.
– İslam ve İhsanın temel esasıdır. İman olmazsa gerçek manada İslam ve İhsan olmaz.
– ilim ve hikmetin başı, rahmet ve merhametin arşı, hayır ve hasenatın kaynağı, vuslatın asıl vasıtasıdır.
– Tevhid ve Vahdaniyet’in gönüllerde taht kurması, Cenab-ı Hakk’ın akıl ve zihinlerde idrak edilmesi, mü’minlerin yaşamında eserlerinin görülmesidir.
İman;
– her mü’minin imanın neticesi olan salih ameli yapmasıyla, meleklerin duasına dahil olması,
– inananların yolunu aydınlatan, istikbale ümitle baktıran, kişinin iç ve dış âlemini mutlu kılan, insanın ruh ve kalbine huzur veren, saadet-i dareynde itibar kazandıran en güzel nimettir.
İman;
– sadakat ve ahde vefa hem de dürüstlüktür, öyle ki, Allah’a inanan veya inanmayanların dahi hakkını korumak demektir.
– mü’min kalbinin doğru olmasını, kalbin doğru olması da dilinin doğru olmasını ve kötülüklerden uzak durmasını sağlar.[14]
NOT: Adar, Selim, “İnsanın Yaratılış Gayesi İMAN VE NAMAZ” eserimden tamamı alıntıdır.
*********
[1]– Canan, İbrahim, Kütüb-i Sitte, XVI, (hno: 5999).
[2] Buhari, İman,1; Müslim, İman, 1.
[3] İmam-ı Azam, Fıkhı Ekber; El-Âlim Ve’l-Müteallim.
[4] Sa’d-ı Taftazani, Şerhü’l-Makasıd.
[5]– Akseki, A. Hamdi, İslâm Dîni.
[6] Nursî, Said, Risale-i Nur Külliyatı.
* Tasdik bir şeyi ilim yoluyla gerçekleştirmek; ikrar ise, iradesini kullanmaktır. Tasdikin de üç mertebesi vardır: Kalbi, lisanî ve fiilidir.
[7] Yazır, Muhammed, HDKD, I.
[8] Eröz, İ. Sıtkı, Niçin Allah’a İnanıyoruz?
[9] el- Cisr, A. Nedim, İlim, Felsefe, Kur’an Işığında İMAN
[10] Diyanet Komisyon, Kur’an’dan Öğütler, I-II
[11] Yıldırım, Celal, AKT, I, XIII.
[12] Kandehlevi, M. Yusuf, Hayâtü’s Sahabe, IV.
[13] Nursî, Bediüzzaman S. rnk.
[14] Adar, Selim, İnsanın Yaratılış Gayesi İMAN VE NAMAZ
adarselim@gmail.com