Renk fiziksel bir oluşum olup, ışıkla birlikte var olur. Renkler davranışları yönlendirebilir. Çünkü insan fizyolojisi üzerinde etkisi vardır. Renkler insan davranış ve karar mekanizmalarında çok etkin rol oynarlar.
İnsanların renkler konusundaki düşünceleri farklı olmakla birlikte, insan hayatı üzerinde çok büyük bir etkisinin olduğunu belirtmek yerinde olur. Çünkü renkler çevremizi farklılaştırıp, üretkenliğimizi arttırabileceği gibi, sosyal yaşantımızı da zenginleştirebilir. Hatta sağlık durumunun iyileşmesine dahi katkıda bulunup bizleri daha da canlandırarak mutlu insanlar olmamızı sağlayabilirler.
Renkler, insanın duyguları ve ruh haliyle çok yakından ilgilidir. Yapılan araştırmalara göre insanların üretkenlikleri çevrelerini saran rengin etkisine bağlı olarak artar ya da azalır. Renkler insan psikolojisini doğrudan etkiler. Ama aynı zamanda insan, içinde bulunduğu psikolojik durumu renklerle de ifade edebilir. İnsan farkında olmadan içinde bulunduğu durumu, iç dünyasını seçtiği renklerle ortaya koyar.
Renkler kişilerin psikolojik dürtü, güdü ve ihtiyaçları üzerine de etkili olduğu, yapılan çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur. Mesela, açlık duygusu üzerinde turuncu, kırmızı ve sarı renkleri iştah artırdığını; mavi, turkuaz yeşil renklerin susuzluk duygusunu arttırdığını, kırmızı ve eflatun renkleri cinsellik güdüsünü arttırdığını, pastel tonların annelik ve şefkat duygusunu çağrıştırdığını, mavi ve yeşilin sessizlik, sükunet duygusu verdiği saptanmıştır.
Bu nedenle renkler; insanları harekete geçirebilir, heyecanlandırabilir, sakinleştirebilir, üşütür veya ısıtır, rahatsızlık verebilir veya memnuniyet sağlayabilir, ihtiras duygularımızı canlandırabilir veya bizi çevremizdeki varlıklardan uzaklaştırabilir. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre renk, ruhsal ve duygusal durumda, psiko-motor işleyişte, kas faaliyetlerinde, nefes alma ve nabız oranında ve kan basıncında değişikliklere sebep olmaktadır.
Soğuk renklerin; kan basıncında düşüşe ve gevşemeye neden olduğu, sıcak renklerin ise; kan basıncının yükselmesine ve tedirginliğin artmasına sebebiyet verdiği belirlenmiştir. Yaşantımızın ortalama üçte ikisini kapalı mekanlarda geçirdiğimizi düşündüğümüzde, iç mekanlarda kullanılan renklerin ne kadar önemli olduğunu ve üzerimizdeki etkisinin ne kadar büyük olduğunu tahmin etmemiz çok da zor olmasa gerek. (Sun, H./Sun, D.; Hayatınızı Renklendirin; İbid., s.135)
Yapılan çalışmaların elde edilen sonuçlarına göre; kırmızı, sarı, turuncu ve parlak kahve renge boyanmış, alçak tavanlı ve sıcak akkor ışıklı odalarda bulunan insanların kendilerini daha rahat hissettikleri; bunun tersi durumda da, yani mavi, yeşil, donuk veya beyaz renkle boyanmış ve florasan ışıklı odalarda insanların kendilerini soğuk bir ortamda ve rahatsız hissettikleri tespit edilmiştir. (Hahaway, W. E.; Light, Colour/Air Quality)
Bir başka örnek bir araştırmaya göre; duvarları maviye boyanan bir ofisin çalışanlarının “üşüyoruz” şeklindeki şikayetleri üzerine ofis kakao ve portakal renkleriyle yeniden boyanmış ve bu defa çalışanlar “oh ne sıcak” demeye başlamışlar. İşin ilginç tarafı ofisteki kaloriferlerin ısı derecesi ofisin önceki ve sonraki rengine boyandığında da aynı imiş. (Türkkan, R. O.; Renklerin Dili) Çünkü insan psikolojik ve fizyolojik olarak etkilenmektedir.
Aynen yapılan bazı araştırmalarda; oda sıcaklığı 25 0C iken, kutup bölgelerindeki soğuk ve fırtınalar, buz dağları ve karla kaplı alanlar ve orada yaşayan bazı canlıların mücadele ve titremeleri film olarak insanlara izletildiğinde üşüyüp, titredikleri görülmüş. Bir başka örnek yine filimde uyuz hastalığına yakalanmış bir grup insanın kaşınmaları, insan üzerinde gezen bit, pire ve böceklerin ısırmaları sonucu, insanların kendilerini yırtarcasına kaşımalarını izleyenlerinde kendilerini kaşıdıkları görülmüştür. Çünkü insan etkileyen ve etkilenen bir varlıktır.
Bu bakımdan renklerin doğu ve batı ülkelerine göre anlamları sevinçli ve hüzünlü günlerde değişmektedir. Mesela, bizde ve batıda siyah matemi temsil ederken, Japonya’da siyah mutluluğu, beyaz yası temsil etmektedir. Biz de ve batıda gelinlik beyaz iken, Hint ve Çin’de gelinlik genellikle kırmızı -dünyanın köy şeklini alması nedeniyle günümüzde kültür etkileşimi sonucu- kısmi beyaz gelinlik giyilmektedir.
Renklere değişik anlamlar yüklense veya renklerin anlamlarının kısmen farklı anlaşılması olsa da; renklerin insan düşünce, anlama, anlamlandırma ve yorumlamalarının ötesinde renklerin doğal etkileri hiç bir şekilde inkâr edilemez.
Biz insanlar renklerin etkisini doğrudan görmesek de, bilmesek de vücudumuza, aza ve cihazatlarımıza, hücrelerimize hatta hastalıklarımıza doğal etkilerini de inkâr edemez ve yoktur diyemeyiz. Çünkü artık bilim bunu ispatlamış, hatta üniversitelerde İletişim Fakültelerinin Halkla İlişkiler ve Reklâmcılık Bölümleri’nde “Kişilerarası İletişim Ana Bilim Dalı”nın en önemli konularından biri “renkler” olarak belirlenmiştir.
İLGİLİ YAZILAR
SEMBOL OLARAK RENKLER
FİZYOLOJİK, PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL AÇIDAN RENKLER
adarselim@gmail.com