Hz. İsâ (as)’ın doğumu kabul edilen tarihe, ”Milâdî Tarih” adı verilmiştir.
Âhir zaman Peygamberi Hz. Muhammed (sav)’in Mekke’den Medine’ye hicretini temel kabûl eden tarihe de ”Hicrî Tarih” adı verilmiştir.
Her iki takvim de peygambere dayanmaktadır. Hicrî Senenin ilk ayı Muharrem ayıdır. Muharrem ayı, âyet-i kerîme ile işaret edilen ve hadîs-i şerîfle de belirtilen dört haram aydan birisi ve İslâmi takvimin de ilk ayıdır. Haram aylar, İslam’dan önce hürmet edilen, savaş ve kan dökülmesi yasak olan kamerî aylardır. Bu aylar; Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarıdır. Bu aylar Müslümanlar tarafından da saygı gösterilen aylar olmuştur. Muharrem ayı, kendisinde tutulan orucun ve yapılacak bir takım ibadetlerin özellikle teşvik edildiği aylardandır.
Muharrem ayının 10. gününe “Aşure Günü” denmektedir. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Aşure gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır. Aşure Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğuna “On geceye andolsun” (Fecr, 89/2) ayetinin tefsirine bakmalıyız. Bu on gecenin Zilhicce ayının ilk on gecesi, yani Kurban Bayram öncesi olduğunu söyleyenler olduğu gibi, Muharrem’in Aşuresine kadar geçen geceler olduğunu da beyan edenler vardır. (M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, c. 8 s. 5793, C. Yıldırım, AKT, c.13, 6768) Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir.
Bugüne “Âşura” veya “Aşure” denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu bakımdan Muharrem ayı, insanlık ve İslam tarihinde pek çok olayın yaşandığı bir aydır. Bu ayda yaşanan olaylar ve ikramlar şöyle belirtilmektedir:
-
Hz. Musa’ya (as) Âşura Gününde Yüce Allah bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
-
Hz. Nuh (as) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Günün inmiştir.
-
Hz. Yunus (as) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
-
Hz. Âdem’in (as) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
-
Hz. Yusuf (as) kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
-
Hz. İsa (as) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
-
Hz. Davud (as)’ın tevbesi o gün kabul edilmiştir.
-
Hz. İbrahim (as)’ın oğlu Hz. İsmail (as) o gün doğmuştur.
-
Hz. Yakub (as), oğlu Hz.Yusuf (as)’ın hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
-
Hz. Eyyûb (as) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. (Sahih-i Müslim Şerhi, 6: 140)
Bu nedenlerden dolayı Muharrem ayının onuncu gününe “AŞURE GÜNÜ” denmiştir. Aşure Günü Müslümanlar nazarında önemli, mübarek ve mukaddes gün olarak kabul edilmiştir. Özellikle Hz. Nûh’un gemisinin bugünde tufandan kurtulup Cudi dağının tepesine oturduğunu anlatan söylentiler önemlidir. Âşûre adlı tatlının menşei de buna dayanır. Gemidekiler o günü kutlamak istemişler ve geminin ambarında arta kalan erzakı karıştırıp bir aş pişirmişler. İşte aşure pişirme âdeti buradan kalmıştır.
Hadis-i Şerifler de Hz. Peygamber (sav)
“Ramazan ayından sonra oruç için en faziletli ay Muharrem ayıdır.” (Müslim, Sıyam, 202-203)
“Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.” (et-Tergîb ve’l-Terhib, 2: 116, Kütüb-i Sitte, c.10, s. 29)
“Ramazan dışında da oruç tutmak istersen Muharrem ayında tut. Çünkü O şehrullah’tır (Allah’ın ayıdır). O ayda bir gün vardır ki (o gün onuncu gün olan Aşure günüdür) Allah o günde bir kavmin günahlarını affetti. Bir başka kavmin günahlarını da affedecektir.” (Tirmizi, Savm, 40)
“Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, şehrullah olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” (Müslim, Sıyam 202, Ebû Davud, Savm 55, Tirmizî, Salat 324) diye buyurmuştur.
Muharrem ayına Şehrullah (Allah’ın ayı) denmesi O’nun şanını yüceltmek ve tazim içindir. Bu fazilet Muharrem ayı boyunca tutulan bütün oruçlar için de geçerlidir.
adarselim@gmail.com