GDO ve kimyasal katkı maddelerinin sağlığı bozduğu konusunda hiçbir tereddüt söz konusu değildir. Bu tür ürünlerle toplumların kısırlaştırıldığı, ağır ağır ortadan kaldırıldıkları, düşünce melekelerinin kontrol edildiği (Ömer Özkaya, Zihin Kontrolü) gibi gerçekler üzerinden hareket ettiğimizde, genetiği değiştirilmiş ürünlerin Müslümanları bozmaması mümkün olabilir mi?

“Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz/helal olanlarından yiyin” (Bakara, 2/172) vahyinin muhatabı olan ve helal gıdalarla beslenme zorunluluğuna sahip Müslümanların,

“Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez” (Buhari, Büyü’ 7, 23; Nesai, Büyü’ 2, (7, 243) Hadis-i Şerif’inin üzerine dikkatlice düşünmemiz gerekmez mi?

“Saçı başı dağınık, toz-toprak içinde kalan ve elini semaya kaldırıp: ‘Ey Rabbim, ey Rabbim’ diye dua eden bir yolcuyu zikredip, dedi ki: ‘Bu yolcunun yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdır ve haramla beslenmektedir. Peki, böyle bir kimsenin duasına nasıl icabet edilir?” (Müslim, Zekat, 65)

Bu hadis-i şerifte gördüğümüz gibi, insanları şekillendiren şey mideleri ise, mideye giren gıdalar da ibadetlerin kabulüne veya reddine sebep oluyorsa, bu konudaki sessizlik acaba niye?

“Helal Gıda Standardı” hazırlıkları yürüten İslam Kalkınma Örgütü (İKÖ) Standart Hazırlama Komitesi, genetiği ile oynanmış gıdaları helal kabul etmiyor. (www.gidahareketi.org) Ama ne kadar uygulanabiliyor, o da bir muamma!..

GDO, MFO, trasgenik ve hibrit tohumlardan tut, canlı Klonlama/kopyalama sorunu doğal olarak dinlerin de en önemli meselelerindendir.

“Ey insanlar!. Size bir misal verilmektedir; şimdi ona iyi kulak verin. Sizin Allah’tan başka taptıklarınızın hepsi bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de, istenen de âcizdir.” (Hac,  22/73)

İslam bir “hadd” dinidir. Yani her şeye Rabbimiz bir sınır koyduğuna göre, bilimin de sınırları olacağını ve de canlılar üzerinde her istediğini fütursuzca deneyemeyeceğini söylemek doğru olmaz mı?

Müslümanlar açısından çok boyutlu bir mesele olan “kalıtım mühendisliği” ve “bir soy arıtımı projesi” olan biyoteknoloji konusunda, konunun tüm ayrıntısına vakıf olmadan verilecek fetvaların geri dönülmez sorunlara neden olabileceğinin de göz önünde bulundurulması gerekmez mi?

“Ektiğiniz tohuma ne dersiniz? Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz.” (Vakıa, 56/63-65)

“Allah, o şeytana lânet etti ve o da, “Andolsun ki senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım” dedi.

“Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür.”

“Şeytan onlara (birçok) vaadde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor.”

“İşte onların barınağı yer cehennemdir. Ondan bir kaçış yolu bulamazlar.” (Nisa, 4/118-121)

Bu ayetlerden anlaşılabilecek manalara dikkatinizi çekmek istiyorum: Ayette ifade edilen “onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar.” Yani GMO, Genetik Mühendislik; genetik araştırmalarında deneyleri için hayvanların kulaklarından alınan dokular, hayvanların kulakları yarılarak veya enjektörle alınır. Çünkü hayvanların bütün vücutları kıl, tüy ve yünlerle kaplı olduğu için, kulak içi bölgesi açık ve bu işleme elverişlidir.

“Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler ayette ki ifade de “Allah’ın yarattıklarının değiştirilmesi” hem maddî alanda, hem de fıtrat alanında gerçekleşebilir. Zamanımızda yeryüzünde “doğal denge”yi bozucu her türlü girişimi, bu çerçevede değerlendirmek mümkündür.

“İş başına geçti mi yeryüzünde fesat/bozgunculuk yapmaya, ekini ve nesli yok etmeye çalışır. Allah ise fesadı // bozgunculuğu sevmez.”

“Ona: “Allah’tan kork!.” denildiğinde de gururu kendisini günaha sevk eder. Artık böylesine cehennem yeter. O ne kötü bir yataktır!.”

“İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah, kullarına karşı Rauf’tur/çok şefkat ve merhametlidir.”

“Ey iman edenler!. Hep beraber teslimiyete (İslamiyet’e) girin ve şeytanın adımlarına uymayın!. Muhakkak o sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara, 2/204-208)

İşte ey Müslümanlar!. Madem Allah’a gerçekten iman ediyorsanız, Allah’ın size verdiği nimetlerin doğal, helal ve temiz olan rızıklarına razı olun ve onlardan yiyin ve için. Bunu Müminler olarak hep birlikte yapın ve Allah’a teslimiyetinizi, İslami emirlere uyduğunuzu gösterin. Hepiniz bir birinizin ekip biçtiğinizden, dikip yetiştirdiğinizden ve pişirip ikram ettiğinizden yemek ve içmektesiniz.

Yoksa doğal olan nimetleri; şeytan ve şeytanlaşmış insanların genetiğini değiştirdikleri, transgenik ürünlerden, GM ile GDO’lu ve hormonlu, kimyasal katkılı, yapay ürünleri; ey iman edenler!. sakın sakın yemeyin. Hem şeytana uyup helali haram etmeyin. Bir birinizin malını haksız yere ve hırsızlıkla yemeyin. Nimetlerin helal ve temiz olanlarını da iyi niyet ve Allah’ı zikrederek yani Besmele çekerek yiyin. Temiz doğal nimetleri ve gıdaları bozan şeytanlaşmış insanların peşinden gitmeyin. Şeytan ve yandaşlarının da, sizin apaçık düşmanınız olduğunu kesinlikle bilin ve unutmayın.

Günümüzün en önemli sorunlarından biri, belki de en önemlisi genetiği değiştirmedir. Kur’an-ı Kerim’de;

“Her kim, kendisine geldikten sonra Allah’ın nimetini değiştirirse, şüphesiz Allah’ın azabı çok şiddetlidir.” (Bakara, 2/211)

“Allah’ın nimetini küfre değişenleri (verilen nimetlere nankörlük ederek el karıştıranları) ve kavimlerini helâk yurduna, yaslanacakları cehenneme sürükleyenleri görmedin mi? O, ne kötü karargâhtır!.” (İbrahim, 14/28-29)

Ayetteki “Allah’ın nimeti”nden murat edilen şey nedir?

Fahruddin er-Razi bu durumu Allah’ın insanlara verdiği sıhhat, güvenlik, kendi kendine yetme, ekin, din gibi birçok nimeti kapsadığını belirterek fıtratı değiştirmeye kalkmanın, “nimetin gazap ile değiştirilmesi” olduğunu kabul eder.

Müfessir Kurtubi de bu ayeti, bütün insanları ve Allah’ın bütün nimetlerini içine aldığı şeklinde tefsir etmesi manidardır.

Bu ve benzeri ayetlerden, günümüzde biyo-teknolojinin, canlı organizmalara ait yapının birçok ayrıntısına vakıf hale geldiği noktada, transgenik teknolojisini kullanarak, çeşitli gerçek dışı beyanlarla, yaratıcının yaratma amacını, yani fıtratı bile bile “tahrif” ederek yaptığı değişikliğin Cenab-ı Hak tarafından karşılıksız bırakılmayacağını açıkça anlayabiliriz.

Cenab-ı Hakk’ın yarattığı tabii yapıyı bozanlara bu telkini veren şeytandır. Bunu yapanlar da, şeytani bir emrin uygulayıcısı, işbirlikçisi, yandaşları ve ortak eylemcileri olduğunu söylemenin sakıncası olmasa gerek. DNA ile oynayıp doğalı, fıtratı yani yaratılışı bozarak, farklı yaratık elde etmeye çalışmak şeytani bir eylemdir.

Fıtrat, yaratılmışların özgün hali, ilahi yaratılış biçimidir. Dünya, teknolojinin her türlü ahlaktan yoksun bir gücün eline geçtiğinde neler yapabileceğinin sayısız örneği ile doludur.

Aslında din; canın, aklın, neslin, malın ve dinin korunmasını ister. Genetik değiştirme ve genetik kopyalama gibi teknolojilerle canlıların yapısını bozma girişimlerinin zararlarından korunmada din, insanlığın kurtuluşu olmalı.

Beslenme ihtiyaçları kişiden kişiye, coğrafyadan coğrafyaya, kültürden kültüre, ülkeden ülkeye değişiklik arz edecektir.

Tolstoy’a kulak verelim:

“İnsan ne ile yaşar?” sorusunun cevabı aslında basit.

İnsanın yaşaması için, çok da fazla bir şeye gerek yok. Kuru ekmek ve su insanın yaşamını sürdürmesine yetiyor. Bedenimiz mükemmel yaratılışı sayesinde, bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadan vazifesini sürdürüyor. ‘İnsanın kalbine ne hükmeder?’ Anladım ki insanın kalbine sevgi hükmeder.

“İnsana ne verilmemiştir?”

İnsana kendi ihtiyaçlarının bilgisi verilmemiştir. İnsan ne ile yaşar? Anladım ki insanın elinde hiçbir şey olmasa bile Allah sevgisi olsun yeter. Yani insan Allah’a inanmadan yaşayamaz…” (Tolstoy, İnsan Ne İle Yaşar?)

 

İLGİLİ YAZILAR

ELDE NE KALDI

GDO’NUN KANITLANMIŞ ZARARLARI

GIDA MAYINLARI

 

(S. Adar, “Tabaktaki Bomba GDO’lu Gıdalar”, eserimden

adarselim@gmail.com