Peygamberimiz, efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem,
“Kişi, arkadaşının dini üzeredir. Sizden her biriniz kiminle arkadaşlık yaptığına baksın” (Tirmizî) buyurmaktadır.
Atalarımız da, “Üzüm, üzüme baka baka kararır” demişlerdir.
Ehl-i hikmetten bir zat:
“Bayağı insanların mahallesinde oturma.
Ayak takımı ile düşüp kalkma.
Havaî kişiler arasında gezme.
Edepsizlerle sohbet etme.
Büyük insanların bulunduğu yere taşın.
Onlarla sohbet et.
Aklı başında irfan sahipleri ile konuş.
Büyükler arasında olanlara düşman yaklaşamaz.
İrfan sahipleri ile sohbette olana kötülük gelmez” diye nasihatte bulunmaktadır. İrfan sahibi, ferasetli bir kişi için bu öğüt yeter.
Zikri geçen kötü yerlerde bulunmak, kötü kişilerle düşüp kalkmak diğer Müslümanlara da zarar verir.
Su-i zanda bulunanlara,
Dedikodu yapanlara,
Belki de bir kısım yalan haberlerin yayanlara,
Çeşit çeşit iftiralar atanlara,
Neticede Müslümanlar arasında türlü türlü fitneleri katanlara,
Tefrikaların, düşmanlıkların oluşmasına sebep olanlarla asla beraber olma.
“Dinleyip de sözün en güzeline (Kur’an’a) uyanlar, işte Allah’ın hidayet edip, doğru yola ilettiği kimseler onlardır. İşte onlar, akl-ı selim sahipleridir.” (Zümer, 39/18)
İnsan psikolojisinde hem etkilemek hem de etkilenmek özelliği vardır.
Bir kısım insanlar az etkilenir, çok etkiler,
Bir kısım insanlar da çok etkilenir, az etkiler.
Bazıları da kötülüklere karşı dirençlidir. Kötülerden ve kötülüklerden az etkilenir ya da hiç etkilenmez. İyiliklere karşı hep açıktır. O bakımdan, iyi, güzel ve doğru olandan çabuk etkilenir.
Bazıları da vardır ki kötülüklere ve kötülere karşı direnç gösteremez. Nefsanî, şehevanî zaafları vardır. Kötülüklerden çok çabuk etkilenir.
İyi, doğru ve güzel olandan ise, pek etkilenmez. Soğuk demir gibidir. Az bir rutubette hemen paslanır. Bu nedenle tahriklere asla kapılmamalıyız. Her şeyi, her hâdiseyi, her haberi sahip olduğumuz İslâmî ölçülere göre yorumlamalıyız.
Aksi takdirde yanılır, yanıltılır, aldanır, aldatılırız.
Gerek işlerimizde, gerek sözlerimizde ve gerekse kararlarımızda asla aceleci olmamalıyız.
Allah Teâlâ bize iki kulak bir dil vermiştir. En azından iki kere dinleyip bir kere konuşmalıyız. Ayrıca bir akıl, bir düşünme melekesi vermiştir. Bin düşünüp bir konuşmasını bilmeliyiz.
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“İnsan aceleci yaratılmıştır. Size ayetlerimi göstereceğim acele etmeyiniz.” (Enbiya 37)
Rasulullah (sav)’de şöyle buyurmaktadır:
“Teenni (temkinli olmak) Allah’tandır. Acele etmek ise şeytandandır.” (Tirmizî)
“Ahiret ameli dışında her şeyde teenni ile (temkinli) hareket etmek gerekir.” (Ebu Davud)
adarselim@gmail.com