Okuma öğrenmek amacıyla yapılmalı. Okumada amaç okunanı anlamaktır. Okunanı anlayabilmek için de kişinin kendini okunan konuya vermesi gerekir. Verimli bir okumada aynı anda birden fazla şeyle ilgilenme imkânı yoktur. Kalem çevirir, müzik dinler, birileri ile konuşursanız ciddi anlamda okumanız yavaşlar ve dikkatiniz dağılır.
Bu nedenle de, dikkat yetersizliği anlamayı zorlaştırır. Okuduğunu anlama, okumanın temel ilkelerinden birisidir. Çünkü okuma beraberinde anlamayı gerektirir. Anlama olmaksızın yapılan okuma, okuma değil, ancak seslendirmedir.
Okumada temel amaç, kişilerin “anlama” ve “anlatma” gücünü geliştirmektir. Anlama ile ilgili etkinlikler “okuma” ve “dinleme”; anlatma ile ilgili etkinlikler ise “konuşma” ve “yazmadır”. İyi ve güzel okuma ise, gözün, zihin ve ses organlarının iyi bir eşgüdüm içinde çalışmasına bağlıdır. Okumanın fizyolojik yönü dışında psikolojik ve toplumsal yönleri de vardır.
Bir kişinin okumaya hazır oluşunda ve iyi-güzel okuma alışkanlıkları geliştirmesinde sağlık durumu, zekâ düzeyi, toplumsal çevresi ve kişinin yaşantıları ayrı ayrı rol oynar. Zaten okumanın dört temel amacı vardır:
– Konuyu kavramak
– Önemli ayrıntıları bulmak
– Okuduklarımızı değerlendirmek
– Yaşamımızda uygulama yapmaktır.
Unutmamak gerekir ki; davranış ve yaşantılara dönüştürülemeyen bilgiler unutulmaya mahkûmdur.
Bu bakımdan ister ilim ve bilgi için isterse ders çalışırken yapılan okuma elbette gazete, dergi okumayla aynı olmaz. Çünkü ders çalışma için ayrılan sürede mutlaka belli bilgiler kalıcı olarak öğrenilmelidir. Çünkü bir bilgiye ihtiyaç duyulduğunda hatırlanıp kullanılamazsa bir işe yaramaz.
Her şeyden önce hangi ders ve ilmin nerede, ne zaman, ne şekilde, kimlerle, ne kadar sürede nasıl çalışılacağının belirlenmesi gereklidir. Önemli olan pasif okuma değil, aktif okuma yapmaktır. Aktif okuma da üç aşamada gerçekleşir:
1- Ön Okuma: Çalışma hakkında bilgi sahibi olmak ve ilgi uyandırmak için yapılır. Çalışılan konunun başlıkları, koyu yazılmış bölümleri varsa özet kısımlar, hızlıca okunmalıdır. Böylece çalışılan konu hakkında bir fikir elde edilmelidir.
Bu konularla ilgili sorular hazırlanarak konuyla ilgili neler öğrenileceği tespit edilmiş olur. Bunun en kolay yöntemi başlıkların soru yapılmasıdır. Böylece çalışılan konuya ilgi çekildiği için daha iyi yoğunlaşma çalışmaya daha dikkatli başlanmış olur.
2- Anlayarak Okuma: Bütün dikkat okunan metin üzerine verilerek yapılmalıdır. Yapılan çalışma fosforlu ya da kurşun kalemle işaretlenmesi lazımdır. Böylece daha sonra çalışmak istendiğinde bu işaretlerden yararlanılabilir. Bu işaretlenen yerin daha sonra yazılması yapılan çalışmanın verimini kat kat artırır. Çünkü yapılan araştırmalara göre yedi defa okumaktansa bir defa yazmak daha iyidir.
Bütün bu çalışmalar kesinlikle tam anlaşılmadan geçilmemelidir. Çünkü tam öğrenilmeyen konular çabuk unutulur.
3- Tekrar Okuma: Çalışılan konuların zamanla unutulduğu tespit edilmiştir. Bu unutmanın olmaması için yüksek sesle anlatarak beş dakikalık bir tekrarın çok büyük faydası vardır. Okuduklarımızı hatırlayabilmek için önemli bir aşamadır. Tekrarlı okuma yöntemi, okuma güçlüklerinin giderilmesinde kullanılan en yaygın yöntemdir.
Bu şekilde çalışılan konunun eksiklerini hemen tespit ederek ortadan kaldırmak kolay olacaktır. Bu tekrarlar:
a) Dersten hemen sonra
b) Günlük
c) Haftalık
d) Aylık
e) Dönemlik
f) Yılık şeklinde düzenli olarak yapılırsa çok faydalı olacaktır.
Bir başka ayırım olarak da, herkesin kullandığı dört çeşit okuma yöntemi vardır. Bunlar:
1- Göz atarak okumak: Bir fikir edinmek için yapılan okumadır.
2- Eleştirel okumak: Ayrıntılı bir inceleme-değerlendirme gerektiren okumadır.
3- İlim için okumak: Bilgi için dikkatli ve detaylı anlayarak okumaktır.
4- Zevk için okumak: Salt eğlence amaçlı, hoş bir vakit geçirmeye yönelik okumadır.
Okumakta belli bir yönteme bağlı kalmaktan kaçınmak gerekir. Okuyucunun bir yazı veya metini “niçin okuduğu” onun okuma yönteminin belirlenmesinde başlıca etken olduğunu bilmek gerekir.