İslam dini, toplumun çekirdeğini oluşturan aile yuvasının kurulmasında karı ve koca seçiminde;

* “Mü’min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden (ve cariyelerden) olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir.” (Maide, 5/5; Nisa, 4/25)
* “Saliha kadınlar, itaatkârdırlar.” (Nisa, 4/34)

* “İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de, iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır.” (Bakara,2/221)

* “Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir. Kötülüğü emredip, iyiliği yasaklarlar, ellerini de sıkı tutarlar.” (Tevbe,9/67)
* “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe, 9/71)
* “Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara layıktır.” (Nur, 24/26)
* “Müslüman hanımlar kafirlere helal değildir. Kafirler de müslüman hanımlara helal olmazlar.” (Mümtehinne, 60/10)

Bu ayetler evlenecek kadın ve erkeklerin vasıflarını bildirmektedir. İnanç ve itikad en önemli vasıftır. İffet, izzet, namus, salih amel işlemek, Allah ve Resulüne itaat etmek huzur ve mutlu bir aile için önemli şartlardandır. Mal-mülke bir kıvılcım, güzelliğe bir sivilce yeter ve artar bile. Bunlar geçici, fani ve devamı olmayan, hatta insanları bazen de huzursuzluğa iten sebebplerdendir.

* “Kadın dört şeyinden dolayı alınır: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı; sen dindar olanını seç ki huzur bulasın” (Buhari, Nikâh; Tirmizi, Nikâh; Sahih-i Müslim, Rada) diye Peygamberimiz beyan eder.

Burada din ve ahlak güzelliği en önemli bir tercih sebebidir. Çünkü bir milletin mükemmel ve temiz bir toplum olması aileden, eşlerin kurduğu yuvadan ve onların birer vesile olduğu çocukların mükemmel yetiştirilmelerinden geçer. Zaten evliliğin gayesi, ne çocuk yapma fabrikası olma, ne de cismanî ve nefsanî arzuların tatmin vasıtası durumunda bulunmasıdır.

Aile kutsal bir müessesedir. Zira aile, talim ve terbiyede en önemli bir mektep ve bir medresedir. Çocuk daha ana rahmindeyken ve dünyaya gözünü açtıktan sonra bile ilk okuduğu anne ve babasıdır. Terbiye doğumdan önce başlayarak doğumla aktifleşir, aile ve çevrenin etkisiyle devam eder. Bu nedenledir ki, ideal nesiller için, dinî terbiye esasları üzerine kurulmuş aile yuvalarına ihtiyaç vardır. Çünkü aile; bir milletin en önemli rüknü olup, bu rüknün sağlamlığı, millet ve devletin sağlamlığı demektir.

Evliliğin huzurlu devam edebilmesi ve ayrılıkların olmaması için kadın ve erkeklerin kullandıkları kokulara (parfümlere) evlenirken dikkat etmeleri gerekir. Çünkü her kokunun farklı müşterileri vardır. Mesela, ciğer veya bir et parçasına öncelikle yaban arıları hücum ederken, bir miktar bal olan yere de bal arıları hücum etmektedir. Yine kokuşmuş bir yiyeceğe de sinekler gelir. Hatta etin kokusunu kartallar, kurtlar beş kilometre uzaklıktan alarak geldikleri bilimsel olarak anlatılmaktadır.

Her varlığın, her nesnenin kendine has doğal bir kokusu vardır. Bu koku her varlık için ayırt edici özelliktir. Aynen bunlar gibi, her kadın ve erkeğinde kendilerine özgü kokuları vardır. İşte o doğal kokuların etkilediği insanlarda farklı farklıdır. Herkes her kokuyu sevmez veya sevemez. Bu bakımdan kişi öz kokusunu değiştirmedikçe, yukarıdaki örneklerde olduğu gibi müşterileri mutlaka onları bulacaktır.

Bir genç kız ve erkek, kendilerini asla terk etmeyecek karı-koca bulmak ve onlar tarafından sevilmelerini istiyorlarsa, kendilerine ait olan kokularını asla değiştirmesinler. Ta ki o kokuyu seven müşterisi gelip bulabilsin. Günümüzde yanıltıcı kokular nedeniyle, boşanma oranlarında ki artışın çok olduğu görülmektedir. Herkes tarafından bilinir ki; soğan ve sarımsak kokusundan hoşlananlar olduğu gibi, hiç hoşlanmayanlarda olur. Demek yeme içme, tutum ve davranış, özenti ile koku değiştirilirse, müşteriniz/aşığınız/sevgiliniz hatta can yoldaşınız sizi sevmeyebilir.

Aidin Salih “Gerçek Tıp” adlı eserinde şöyle der:
Günümüzde ruhsal sıkıntıları, cinsel isteği, agresifliği artıran veya azaltan, duygusallığı güçlendiren, manevî dengeyi bozan, korku uyandıran vb. sentetik kokular üretilmektedir. Psikotrop maddeler; merkezi sinir sisteminde etkisini gösteren ve beynin işlevlerini değiştirerek algı, ruh hali, bilinç ve davranışlarda değişikliklere neden olan kimyasal maddelerdir.

Vücut bakımı, güzellik, temizlik vb. kullandığımız ve etkisini bilmediğimiz deterjan, parfüm, deodorant, diş macunu, şampuan, gıda katkıları ve tıbbi ilaçlar; toplumsal ahlakın bozulması, kişiliğin değişmesi, sağlığın bozulması, kısırlaşma ve neslin kesilmesine etki ediyor.

Psikotropik etkinin, müzik-koku ilişkisiyle de tesiri çoğaltılmakta. Kokular limbik sisteme doğrudan ulaştığı için, beyni, müzik ile hedeflenen fiziksel, psikolojik ve ruhsal etkilere hazır hale getirir.

Kokuların etkisine çarpıcı bir örnek; üç çocuklu yirmi beş yaşında zengin ve güzel bir kadın halsizlik ve deprasyon şikayeti neticesinde ki araştırmada; deterjan kokularına aşırı bağımlılığı görülür. En çok sevdiği deterjanı kokladığını, hatta burnuna ve çenesine sürdüğünü ve ölümcül olmasa içmek istediğini dahi söylüyor. Kocasıyla ilişkisi sorulduğunda; onu kendinden uzak durursa sevdiğini, yaklaşınca ittiğini, nefret ettiğini beyan ediyor.

Bu kadının bağımlı olduğu şey deterjan değil, kokusundaki psikotropik maddeler ve cinsel hormonlar ve androjenlerdir. İşte ailelerde ki huzursuzluk sebeplerinden birisi de budur.

Ayetler de
* “Allah, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.” (Enam, 6/61; Rad, 13/11)

Öyle ki her insana müekkel melekler ile yaptığı ibadetlere göre yanına gelen melekler; insanların yaydığı kokulara tahammüllerinin olmadığına Hz. Peygamber (sav)’in;
* “Bana Cebrail gelmeseydi, bende sarımsak yerdim” haberi işaret etmektedir.

Her varlığın kendine has kokusu var demiştik. Her meyve ve bitkinin kokusu olduğu gibi, her insanın kendine özgü kokusunun yanında, insanın her işlediği günahın dahi kokuları vardır. İşin ehli olan evliyaullahtan; günah kokularının dahi farklı olduğunu ve de alındığını bildirmişlerdir. Her gül ve çiçeğin kokusu, her yemeğin kokusu farklıdır. Koku almada hassas olanlar, bu kokuları ayırt eder ve çok rahat alabilirler.

İşte melekleri mest eden ve mekânlara toplayan kokular olduğu gibi, şeytanları da celbeden kokular vardır. Bu kokulara düşkün olan ailelerde şeytan yuvası olacak hale gelen ortamlarda elbette ki huzur olmayacak ve mutluluk bozulacaktır. İslamî ölçüler dahilinde yaşam zorlaşacak ve aile bölünmesi olacak, ayrılıklar ortaya çıkacak ve asıl yükü, sıkıntıyı, hüznü ömür boyu çocuklar çekecektir.

Melek, cin, şeytan ve habis ruhlar insandaki kokulara göre üşüşürler. Yani cep telefonu ve bazı cihazlarda bluetooth, whatsapp vb. bağlantılarla uzaktan sinyal alması ve atılması gibi bize sinyal atar ve melekler ve ruhaniler olumlu, diğerleri de düzenimize olumsuz etki ederler. Ona göre insanlar huzurlu veya huzursuz olurlar.

adarselim@gmail.com