-
Evden ayrılırken “Allaha ısmarladık”, “Allah’a emanet olun” şeklinde söylenirdi. Şimdi “haydi ben kaçtım”, “bay bay”, “öptüm” denilir oldu.
-
Eve girerken “Selamün aleyküm” denirdi, şimdi sanki geldiği bilinmeyip, görülmüyormuş da “ben geldiiim” denilir oldu!.
-
Çalışmaya gidenlere “Allah işini kolaylaştırsın” denilirdi!.
Şimdi “bol kazançlar” denilir oldu.
-
İşe gidenlere “Allah işini rast getirsin” denirken, şimdi “bol şanslar” denilir oldu.
-
Çalışan ve iş yapanlara “Allah kolaylık versin!.” denilirdi. Şimdi “kolay gelsin!” denilir oldu!
-
Müjdeli haber ve sevinçli anlarımızda “Elhamdülillah” derdik!. Şimdi “oleeeyyy” demeye başladık.
-
Başımıza bir musibet geldiğinde “Yüce Allah’ın dediği olur”, “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn [biz Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz] denilirken!. Şimdi “bu da nereden çıktı”, “benimi buldu”, “bittim, tükendim”, “mahvoldum” denilir oldu. Allah’a isyankâr olundu, itikad da bozulma başladı.
-
İyilik ve hayır yapanlara “Cenab-ı Hak sizden razı olsun”, “Allah ne muradın varsa versin!” diye dua edilirken, ya şimdi “sağol”, “ömrün uzun olsun” denilir oldu!.
-
Hayret ettiğimizde, şaşkınlığımız arttığında “Sübhânallah” denilirdi!. Şimdi “vaaayyy” söylenir oldu.
-
Bize verilen nimet veya ikramlara ve onlardan aldığımız lezzetlere karşı “Elhamdülillah” derken, şimdilerde “sağol”, “çok şanslıyım”, “çok tatlı olmuş” denilir oldu.
-
Aklımızın tartamadığı, zihnimizin içine alamadığı zamanlarda “Allahü Ekber” diye söylerken, şimdi “Vay beee!” söyler olduk!.
-
Evlenenlere “Allah bir yastıkta kocaltsın!” “Hayırlı olsun ve mutlu olun” denilirdi!. Şimdi “Hapı yutun!” denilir oldu!.
-
Hastalarımıza “Allah şifa versin” denilirdi. Şimdi “geçmiş olsun” söyler olduk!.
-
Sınava girecek olanlara “Allah zihin açıklığı versin!.” diye dua edilirdi!. Şimdilerde “başarılar!” “bol şanslar” denilir oldu.
-
Geleceğe ait planlar yapılırken “İnşâallah”, “Allah izin verir, kısmet ederse” denilirdi!. Şimdilerde sanki gelecek bizim elimizdeymiş gibi, “umarım”, “yapacağım, edeceğim” “tahminim o ki” gibi ifadeler kullanılır oldu.
-
Gaflette olan veya günah işlediğini gördüğümüz kimselere “Allah ıslah etsin”, “Allah affetsin”, “Allah hidayet etsin” denilirdi!. Şimdi “lanet olsun”, sanki hidayet elimizdeymiş gibi, “ıslah olmaz ki!.” söyler olduk!.
-
Olumsuz, şer ve kötü bir şeylerden bahsedilirken “Allah korusun”, “Allah esirgesin” denilirdi!. Şimdilerde “şu şom ağzını kapasana!”, “sen güzel söz bilmez misin?” denilir oldu.
-
Kurban keserken “Allah kabul etsin!.”, “İbadetiniz makbul olsun” denirken, şimdilerde “etinden isteriz”, “yalnız mı yiyeceksiniz?” denilir oldu!.
-
Helal olanlardan yemek veya bir şeyler yiyen ve içenlere “Şifa olsun”, “afiyet olsun” denirdi. Şimdi sanki başka yere gidiyor da “midene dolsun”, “işkembeyi doldur” söylenir oldu.
-
Eskiden “hayırlı sabahlar”, “hayırlı günler”, “hayırlı akşamlar” duaları yerine, şimdi sanki gündüz aydın değilmiş gibi!. “Günaydın”, “tünaydın”, “iyi günler”, “iyi akşamlar” denilir oldu!.
Listeyi uzatmak mümkün ve istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Çünkü bizler “ne hale düşmüşüz” ve “ne haldeyiz” ağlayanımız yok!..
Kelimelerin gücü, sözlerin tesiri, dua içerikli sözleri terk ettik. Her şeyi yaratan ve takdir eden Yüce Allah’a tevekkül ve işleri Allah’a havale ve O’na ait olduğuna itikad yerine “kelam-ı küfür, elfaz-ı küfür” sözler söylenmeye ve uygulanmaya başlandı.
Söz, davranış ve hareketlerimizde ki, “ibadetlerimizi” terk eyledik. Sevap, rıza-i İlahi yerine, günah ve bizi yaratan Allah’a karşı isyan eder hale geldik. İçler acısı bir durum, “geçmişte ne hâldeydik, şimdi ne hâle geldik!.”
Bir milletin yıkılışı ve dinî yaşantıdan uzaklaşması: Önce dille, sonra belle, nihayetinde din ile yıkılmış ve yıkılır.
Okuyup geçmek için değil, dikkat etmeye vesile olması dua ve temennisiyle…
Ömrümüz hayırlı, bereketli, hâl ve hareketimiz yaşantımız ve söylemlerimiz “İBADET” olsun İNŞÂALLAH…..
adarselim@gmail.com