Kitap insana fikir ve mana veren, yön ve istikamet tayin eden bir vasıtadır. Bu vasıtanın ne kadar faydalı olanını seçer ve seçileni ne kadar iyi kullanır, ifade edilen fikirleri ne kadar iyi inceler, üzerinde tarafsız olarak düşünürsek o kadar gerçeği bulmuş oluruz. Özellikle bu kitap, Allah Kelâmı olursa, o takdirde ilgimizi her taraftan kesip bütün mevcudiyetimizle her ayet ve belgesi üzerinde durmamız gerekir. (1)
Cenab-ı Hak;
“Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar, ona iman ederler. Onu inkâr edenlere gelince, işte gerçekten zarara uğrayanlar ta kendileridir.” (2) buyurmaktadır.
Burada hakkını gözeterek ve gereği gibi okunacak kitaptan; Kur’an ve Kâinat kitaplarını anlamak mümkündür. Çünkü Sıfat-ı iradeden gelen ve “evamir-i tekviniye” diye isimlendirilen şeriat-ı fıtriye olan Kitab-ı kebir ve insan-ı ekber olan Kâinat Kitabı ile onun kıratı olan Kur’an ise, sıfat-ı kelâmdan gelen tekellüm-ü İlâhîdir.
İnkâr edenler ise, Kelam-ı İlahi ile Sanat-ı İlahiye olan her iki kitabı da, ya okuyamadıkları veya okuyup anlamadıkları ya da anlamak istemediklerinden dolayı bariz hakikatlere göz yumduklarından zarara uğrayanlar kendileri olacaktır. Çünkü yazılan her kitap farklı karakterlerdeki ve bilgi düzeyindeki yazarlar tarafından aylar ve yıllarca çalışma sonucu yazılır Yazarın kitabı yazmaya harcadığı zaman ve de yıllarca kazandığı tecrübe ve birikime, bizler kitabı bir kaç saat veya birkaç gün içinde okuyarak ulaşabiliriz. Buna rağmen o yazılan kitabı okumayan zarar eder, ama yazar zarar etmez.
Zaten kâinat kitabındaki, her bir masnu öyle bir Mektub-u Rabbânîdir ki, umum zîşuur onu mütalâa eder ve de etmelidir. Kur’ân, insanlarda ki bakar körlüğünü ortadan kaldırır. Bakmanın, görmenin, fark etmenin önemini Cenab-ı Hak Kur’an da;
“Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine…”,
“Bakmazlar mı?”,
“Bakınız”,
“Rahman olan Allah’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bak, bir bozukluk, bir eksiklik görebiliyor musun?”
“Göklerde ve yerde neler var, bakınız.”
“Göklerin ve yerin melekûtuna ve Allah’ın yarattığı şeylere bakmazlar mı?”
“Düşünüp ibret alın ey basiret sahipleri!..” (3) şeklinde pek çok emir ve tavsiyelerde bulunur.
Ayrıca “Allah’ın mahlûkatı hakkında düşünün. Fakat zatı hakkında düşünmeyin…” (4) hadis-i şerif mucibince insan; bu âlemdeki acib ve garip sanatları temaşa ve tefekkür edecek, Kur’an rehberliğinde anlamaya çalışacaktır. Çünkü bu kâinat, insanın önüne açılmış muhteşem bir kitaptır.
Müfessir Alûsi, kitap okumanın usûl ve adabını özetleyerek birkaç madde halinde tespit edip bize ışık tutmuştur:
1- Bir şeyler öğrenmek niyetiyle okumak.
2- Dikkati tamamen okunan parça veya incelenen eser üzerinde toplamak.
3- Kalbin en samimi himmetini bir araya getirip okunan şeyin manası üzerinde derinden derine durmak, düşünmek.
4- Kelime ve cümleler arasındaki bağlantılara dikkat etmek, her kelime ve cümlenin işaret ettiği anlamı iyice kavrayabilmek için önceden hazırlıklı olmak.
5- Emir ve yasaklarını derin bir hassasiyetle takip edip her biri üzerinde, esrar ve hikmetini düşünerek durmak,
6- Önemli fikirleri not etmek… (1)
İşte okunması gereken kitap, DÜNYA ve AHİRET açısından faydalı olması gerekir. Çünkü aksi özelliklere sahip kitaplar, kişileri şüpheci ve ümitsiz bir ruh haline sürükleyebilir.
Bu bakımdan okumamız gereken Kâinat Kitabı ile Kur’an-ı Kerim kitapları bize BİLGİ, TECRÜBE, BAŞARI ve İYİLİK, DOĞRULUK, SEVGİ, HOŞGÖRÜ, ADALET ve EŞİTLİK vb. gibi hayatın temel taşları olan unsurları kazandırmaktadır. Özellikle DİNİMİZİ öğretip, bizleri GERÇEĞE kavuşturup, ZAMANIMIZI ve HAYATIMIZI en güzel şekilde değerlendirmemizi sağlayacak yegâne kitaplardır.
Yüce Allah Peygamberine;
“Bu Kur’an öyle bir Kitabdır ki, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa; mutlak güç sahibi ve övgüye layık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz kitaptır.” (5) buyurmaktadır.
Dipnotlar: 1- Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, 1/334-335. 2- Bakara, 2/121. 3- Rûm, 30/50; Gaşiye, 88/17; Âl-i İmrân, 3/137; Mülk, 67/3; Yunus, 10/101; Araf, 7/185; Haşir, 59/2. 4- Ebu Nuaym el-İsfehanî, Tergîb ve Terhîb. 5- İbrahim: 14/1.