Musîbet; âfet, belâ, felâket ve hastalık gibi insanın karşılaştığı şeylerdir. İnsanlar, içinde yaşadığı âlemde çeşitli sıkıntılar, zorluklar, felaketlerle karşı karşıyadır.
Hadiste: “Mü’mini rahatsız eden her şey musibettir”84 buyrulur. Demek insana sıkıntı veren her şey -en küçüğünden en büyüğüne kadar hepsi- onun için birer musîbettir.
Belâ ise; Allahu Teâla insanları denemek için verdiği maddî ve manevî sıkıntı, dert ve külfettir.
Kur’an-ı Kerim’de belâ kelimesi: “Eskimek, denemek, sınamak, gam, musibet, darlık ve sıkıntı” anlamlarında kullanılmıştır. Başta peygamberler olmak üzere Allah herkesi bir bela ile denemektedir. Zaten insanların dert ve musibetlerle karşılaşması kaçınılmazdır.85
Bela imtihan ve denemek olduğu için insanların hayırlara nasıl şükredeceği, şerlerle de nasıl sabredeceği ölçülür. Bundan dolayı insanlar, helal-haram, itaat-isyan, bolluk-darlık, hastalık-sağlık, zenginlik-fakirlik… vb. şeylerle denenir. İşte bu musibetlerin bazıları maddî, bazıları da manevîdir. Musibet bazen ferdi olur, bazen de umumî olur.
Onun için Yüce Allah buyurur:
“Ve öyle bir belâ, bir musibetten sakanınız ki, geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp masumları da yakar. Ve bilin ki, Allah’ın azabı şiddetlidir”86
Zaten “Hayat; musibetlerle, hastalıklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemmül eder; vazife-i hayatiyeyi yapar.”87
Musibetler Allah’ın takdiriyledir. Mü’min veya kâfir, ferd veya cemaat her kim olursa olsun, başlarına gelen herhangi musibet; ister maddî-manevî; ister kavlî-fiili olsun hepsi de Allah’ın izniyledir.
Ayette:
“Allah’ın izni olmayınca hiçbir musibet isabet etmez”88 fermanı ve Allah’ın izni olmadan bir yaprak bile yerinden kıpırdamaz89 hükmü vardır.
Hadislerde;
“Allah kime hayır dilerse ona musibet verir”
TIKLA OKU: MUSİBETLERİN GELİŞ SEBEPLERİ
“Ya Resulullah, insanlardan bela ve imtihanları en şiddetli olanı kimlerdir? Sorusuna Resulü Ekrem (sav):
– “Peygamberler, evliyalar, sonra salihler, sonra onlara benzeyenler. Kişi diyaneti nisbetinde belaya maruz kalır. Kim dininde şiddetli ve sağlam olursa onun belası da şiddetli olur.”90 buyurdu.
Bir başka hadis de ise:
“Mükâfatın büyüklüğü belânın büyüklüğü ile orantılıdır. Allah sevdiklerine bela verir. Kim razı olursa Allah’ın rızasını kazanır; kim de isyan ederse o da Allah’ın gazabına uğrar”91 buyurulmuştur.
Demek büyük belalara ancak büyük insanlar dayanabilir. Bunun için en fazla bela ve musibete giriftar olanlar, insanların en iyisi ve en kâmilleridirler. Musibete sabredenler de Allah’ın rızasına kavuşanlardır.
Resulü Ekrem (sav):
“Mü’minin sabrettiği her şeye mükâfat verilir”92 demiştir. Bu durum ayette ise;
“Ancak sabredenlerin mükâfatları hesabsız verilir”93 buyrulur.
Hem bir kudsi hadiste Yüce Allah buyurdu ki:
“Ben bir kulumu belâya uğrattığımda bana hamd ederse ve başına gelen musibete sabrederse, o kimse anasından doğduğu gibi günahlardan arınarak yatağından kalkar.”94
Allah buyurdu:
“Kullarımdan herhangi birine; bedeninde, malında veya evladında bir musibet tevcih ettiğim vakit, bu musibeti sabr-ı cemil ile karşılarsa, kıyamet günü onun için mizan kurmak veya amel defterini açmaktan hayâ ederim”95 buyurur.
Bu durum hadislerde şöyle bildirilir:
“Mü’min erkek ve kadının nefsinde, çocuğunda, malında belâ eksik olmaz. Ta ki hatasız olarak Allah’a kavuşsun”
“Mü’min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık, bir üzüntü hatta ufak bir tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü’minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur”
“Mü’mine batan bir diken sebebiyle Allah mutlaka onun bir derecesini yükseltir ve bir hatasını düşürür”96
Kısaca hadislerde Müslüman’ın başına gelen her musibette bir keffaret vardır. Hem mü’minlerin başına gelen hiçbir şey yoktur ki, onun sebebiyle bir günah silinip, bir sevap yazılmasın. Hatta ağacın yapraklarının dökülmesi ve körüğün demirin pasını gidermesi gibi giderdiği nakledilmektedir.97
TIKLA OKU: MUSİBETLERDEKİ HİKMET
DİPNOTLAR:
84 Canan, İbrahim, Kütüb-i Sitte, Yazır, M. Hamdi, HDKD, I.
85 DİA, S. Uludağ, Bela md.
86 Enfal, 8/25.
87 Nursî, Lem’alar.
88 Teğabun, 64/11.
89 Teğabün, 64/11, En’âm, 6/59.
90 Miras, S. Buhari, XII; Canan, Kütüb-i Sitte, XIII, XVII.
91 Canan, XIII; Râmûz-ul Ehâdis.
92 Müsned-i Ahmed, I.
93 Zümer, 39/10.
94 Aliyyü’l Kari; Râmûz-ul Ehâdis.
95 Gümüşhanevi, age.; Gazali, İhya, IV.
96 Canan, XIII; XIII; Davudoğlu, S. Müslim, X.
97 Miras, S. Buhari, XII; Davudoğlu, X, Bkz. X.
(S. Adar, Huzur ve Mutluluk İçin HAYATA BAKIŞ AÇISI eserimden)
adarselim@gmail.com