Kudsi hadiste Yüce Allah buyurur ki:
“Ben bir kulumu belâya uğrattığımda bana hamd ederse ve başına gelen musibete sabrederse, o kimse anasından doğduğu gibi günahlardan arınarak yatağından kalkar.”98
TIKLA OKU: MUSİBETLER NASIL NİMETE DÖNÜŞÜR
Her alanda önderlerimiz olan peygamberlerin hayatı incelendiğinde bizlerin başına gelen bela ve musibetlerin hemen hemen hepsi de çok hafif kalır.
Cennetten yeryüzüne indirilen Hz. Âdem (as) ve Hz. Havva
Yıllarca ayrı kalması; mü’minlerin toplandığını ateş yakarak müşriklere haber veren ve beyinin sırlarını onlara açıklayan Nuh’un hanımı Maile ve müşrikler tarafından eza ve cefa çeken, tufana katlanan Hz. Nuh (as);
Maksadı elimizdeki malları almak, bize reis olmak, akıl hastası olduğunu ileri sürerek, kendilerine uğursuzluk getirdiği iddiasında bulunulan ve sen bu dini icad ettiğinden beri, başımız belâdan kurtulmuyor diyen Semud kavminin iftiralarına maruz kalan Hz. Salih (as);
Ateşe atılan Hz. İbrahim (as);
Hastalığı kalb ve diline ilişen ve yedi yıl hasta yatan Hz. Eyyub (as);
Evladından ayrı kalan ve gözleri a’mâ olan Hz. Yakup (as);
Kuyuya atılıp, kervancılara satılan sonra zindana atılan Hz. Yusuf (as);
Bebekken suya atılıp Fir’avn sarayında büyütülen ve Fir’avn ordusunun hücumlarına maruz kalan Hz. Musa (as);
Denize atılan ve balığın yuttuğu Hz. Yunus (as);
İsa ibni Meryem’i öldürme kararından dolayı akşam toplantıdan gelen Hz. Zekeriyya (as); acilen evden çıkarıp Mısır’a doğru gitmesini sağladığı Hz. Meryem ve çocuğu Hz. İsa (as);
Kısa zaman içinde Kralın adamları baskın yapar ve onların teslim edilmesini isterler. Hz. Zekeriyya (as) strateji olarak o adamlara görünerek evin arka kapısından çıkar ve karanlıkta Zeytinlik dağına doğru kaçar. Ormanda takip edilen Peygambere hemen bir ağaç yarılır ve içime saklan der. Hz. Zekeriyya (as) ağacın içine girince ağaç kapanır, Kralın adamları şaşırır, gördükleri ve takip ettikleri peygamber bir anda kaybolmuştur.
İblis onlara “şu ağacın içindedir, deyince inanmazlar. Ne zararınız olacak siz bu ağacı kesin” der. O adamlar ağacı ve içindeki peygamberi testere ile biçtikleri Hz. Zekeriyya (as);
Doğumuyla birlikte annesi Hz. Meryem’in kötülükle suçlanması, Yahudilerin suikasd düzenleyerek çarmıha germek istemeleri üzerine Yüce Allah’ın izni ve kuvvetiyle göğe çekilen Hz. İsa (as);
Hz. İsa (as)’ın şeriatına sadık kalan ve onunla amel edip inancından taviz vermeyip İsrailoğullarının reislerinden birinin haram nikâhını kıymadığı için başı kesilerek şehid edilen Hz. Yahya (as);
Müteaddit defalar öldürülmüş, testere ile biçilmiş ve mucize olarak diriltilerek vazifesine devam eden Hz. Cercis (as);
Taif’te taşlanıp yaralanan, vatanından hicrete mecbur edilen, savaşlarda yara alıp dişi kırılan, açlıktan karnına taş bağlayan, hastalıklarında en fazla ağrılar ve sızılar çeken Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ve daha nice peygamberlerin, hatta zikredilenlerin dahi ne kadar sıkıntı, bela ve musibetlere duçar kaldıkları bildirilmektedir.99
Acaba bizlerin başına gelen bela ve musibetler; bu peygamberlere gelen musibetlerden daha mı ağır?
Yoksa biz bu dünyaya imtihana değil de, keyif sürmek için mi geldik?
Rıza-i İlahî dertsiz, kasavetsiz, sıkıntısız, kuş sütüyle beslenme ve tüy döşekte yatmayla mı kazanılır, sanıyoruz?
Acaba halimiz nakledeceğim şu haberden daha mı ağır? Aklımıza, vicdanımıza ve kalbimize müracaat edelim.
İlk Müslümanlardan Habbab b. Eret (ra) anlatıyor:
“Müşriklerin eza ve cefalarından dolayı Resulüllah (sav) Efendimizin yanına gittik: ‘Bize yardımcı olup, bizim için dua etmez misin?’” dedik. Kâinatın Efendisi (sav) şöyle cevap verdi:
– “Sizden önce öyleleri vardı ki, inancı sebebiyle yakalanır, kazılmış çukura atılır, sonra da testere getirilip başının üstüne konularak ikiye bölünürdü de yine de dininden dönmezdi. Öyleleri de vardı ki, demir tarak getirilip etine ve kemiğine geçirilerek taranırdı da yine de dininden dönmezlerdi”100
Furkan-ı Hakim’de:
“Allah’ın izni olmadan kulun başına hiç bir musibet gelmez.”
“Yeryüzüne ve kendinize inen hiç bir musîbet yoktur ki biz onu meydana getirmeden önce Levh-i mahfuz’da yazılmış olmasın. Şüphesiz ki bu, Allah için çok kolaydır”101 buyrulur. Zaten Allah’ın izni olmadan bir yaprak bile yerinden kıpırdamaz.102
Bizlere isabet eden musibetleri bu minval üzere değerlendirmemiz gerekmez mi?
TIKLA OKU: MUSİBETLERİN GELİŞ SEBEPLERİ
DİPNOTLAR:
98 Aliyyü’l Kari; Râmûz-ul Ehâdis.
99 Bkz. Ateş, Bünyamin, Peygamberler Tarihi.
100 Canan, Kütüb-i Sitte, IV; Yıldırım, ASKT, IX; Müsned-i Ahmed, V, VI.
101 Teğâbun, 64/11; Hadîd, 57/22.
102 En’âm, 6/59.
(S. Adar, Huzur ve Mutluluk İçin HAYATA BAKIŞ AÇISI eserimden)
adarselim@gmail.com